Alper Şahin
Ana Sayfa
Kimya
=> Temel Kavramlar
=> Atomun Yapısı
=> Kimyasal Bağlanma
=> Bileşikler ve Mol Kavramı
=> Kimyasal Reaksiyonlar ve Hesaplamalar
=> Gazlar
=> Maddenin Yoğun Hali (Sıvılar ve Katılar)
=> Kimyasal Reaksiyonlarda Hız
İletişim
Link listesi
Slaytlar
 

Atomun Yapısı

1. Giriş
Maddenin bölünerek daha küçük parçacıklara ayrılmasının sonsuz olarak devam
edip edemeyeceği konusu üzerinde insanlar oldukça uğraşmışlardır. Kimyayı ve
bununla ilgili olan tüm bilimleri tam manasıyla kavrayabilmek için maddenin en
temel yapı taşlarından olan atomun yapısını çok iyi bilmek gerekir.
Milâttan 300-500 yıl önce eski Yunan filozofları bu konuda ikiye ayrılmışlardı.
Bunlardan Aristo (M.Ö. 384-322) 'un önderlik ettiği grup, maddenin "kesiksiz"
olduğuna inanırken; Levkippos, Epikur ve Demokritos (M.Ö. 460-362) 'un önderlik
ettiği grup maddenin"sonsuz büyük sayıda sonsuz küçük boyutta bölünemez,
bozulamaz" oldukları fikrini ileri sürmüşleridir. Epikür bölünemez olduklarını
ileri sürdükleri taneciklere "atom" (Yunanca bölünemez manasında)
adını vermiştir. Yunanlı bilginlerin ileri sürdükleri atom hipotezi 19. yüzyıl başlarına
kadar herhangi bir deneysel yol ile kanıtlanamamıştır. Yunanlı bilginlerin
hipotezini kanunlaştıran ve bugünkü deneysel gerçeklerin meydana çıkmasında
önderlik eden atom teorisi İrlandalı William Higgins İngiliz Kimya öğretmeni
John Dalton* tarafından 1808 yılında ortaya atılmıştır. Dalton'un "atom teorisi"
adını alan bu teorinin önemli noktaları şunlardır:
• Madde atom denilen parçacıklardan meydana gelmektedir.
• Atomlar parçalanamaz ve yok edilemezler.
• Aynı tür elementlerin atomları aynı, değişik türdeki elementlerin atomları
farklıdır. Kısaca, kaç çeşit element varsa o kadar çeşit atom vardır.
• Bileşikler, bileşen elementlerin belirli sayıdaki atomlardan meydana gelmektedir.
Bileşiğin ağırlığı, bileşen elementlerin ağırlıklarının toplamına eşittir.
Bu teori, deneysel kanunları açıklamada büyük yararlar sağlamıştır. Bundan dolayı,
bilim adamları tarafından bu teori çok çabuk benimsenmiştir.
2. Atomun Yapısı
19. Yüzyılın başında açıklanan, Dalton'un atom teorisi maddelerin bileşimi ve
birleşme oranları hakkında temel gerçekleri aydınlatmıştır. O zamandan beri birçok
buluşlar maddenin yapısı hakkında daha ayrıntılı bilgi vermiş olup bu sonuçları
şu modern atom teorisinde toplayabiliriz:
• Her madde atom denilen çok küçük taneciklerden meydana gelmiştir.
• Verilen bir elementin atomları kimyasal olarak aynıdırlar, yani ayni özelliktedir.
Farklı elementlerin atomları kimyasal olarak farklıdırlar.
• Aynı bir elementin atomları her zaman aynı kütleye sahip olmayabilir, fakat
aynı elementin her örneği elementin kendine özgü olan bir belirli ortalama
atom kütlesine sahiptir.
Atomlar, kimyasal reaksiyonlarla bölünmezler, kaybolmazlar veya başka
bir elementin atomuna dönüşmezler.
• Her atomun dış kısmını meydana getiren bir eksi ( negatif) elektrik birimleri
elektronlardan oluşmuştur. Elektronlar her cins atomda bulunurlar,
hepsi birbirleri ile aynı kütle ve yüktedirler. Atomlarda elektronlar çekirdek
kısmı dışındadırlar. Elektronların yerlerini tam olarak tespit etmek mümkün
değildir. Elektronlar çekirdek etrafında sabit bir yol veya yörünge üzerinde
hareket etmezler. Elektronların çekirdek etrafında bulunma olasılığının olduğu
bölgelere "orbitaller" adı verilir.
• Atomun merkezinde atomun hemen tüm kütlesini meydana getiren artı
yüklü çok yoğun bir çekirdek bulunur.
Elektron, kütlesi 9.1094 x 10-31 Kg olan ve elektriksel olarak (-) eksi yüklü bir parçacıktır.
Elektron "e- "sembolü ile gösterilir.
Elektronun kütlesi en küçük kütleye sahip hidrojen atomu kütlesinin 1/1837
sidir.
Şimdi de çekirdek içinde yer alan parçacıkları ele alalım. Aynı elementin bütün
atomları aynı çekirdek yüküne sahiptirler, fakat aynı kütleye sahip olmayabilirler.
Çekirdeğin yükü ve kütlesi elementten elemente değişir. Bu nedenle 109
çeşit element bilinmesine karşılık birkaç yüz çeşit çekirdek vardır.
Bütün çekirdekler proton ve nötron olmak üzere iki çeşit temel tanecikten yapılmıştır.
Proton ve nötrona çekirdekleri inşa edenler anlamına "nükleonlar" adı verilir.
Proton, kütlesi 1.6726 x 10-27 Kg olan, bir elektron kütlesinin yaklaşık 1836 katı olan
ve elektriksel olarak artı (+) yüklü bir parçacıktır. Proton "p" sembolü veya "H+" ile
gösterilir.
Bir atomdaki protonların toplam sayısı elektronların toplam sayısına eşit olduğundan,
normal halde atomlar elektrik yükü bakımından nötürdürler.
Çekirdeklerin çapı yaklaşık olarak 10-4 Å kadardır. Atomun çapı ise, yaklaşık olarak
bunun 104 katıdır. Bundan dolayı atom içinin büyük bir kısmı boştur. Çekirdeğin
diğer temel parçacığı ise 1932 yılında keşfedilen "nötrondur."
Nötron, kütlesi yaklaşık olarak bir protunun kütlesine eşit zıt ve elektriksel olarak yüksüz
bir parçacıktır. Nötronun sembolü "n" dir.
Bir atomun çekirdeğinde bulunan protonların sayısına o atomun "atom numarası"
denir. Örneğin oksijen atomunda 8 proton vardır, dolayısıyla oksijenin atom numarası
8 dir.
3. İzotop Kavramı
Aynı elementin tüm cisimlerinde eşit sayıda proton ve elektron bulunduğunu
daha önceden söylemiştik. Ancak, atomun üçüncü temel parçacığı olan nötron
aynı elementin tüm atomlarında aynı sayıda olmayabililir.
Aynı atom numarasına ( yani aynı sayıda proton ve elektrona) sahip olmalarına karşılık
nötron sayıları farklı olan atomlar "izotop" olarak isimlendirilirler.
Bir atomun "nükleon sayısına" (yani protonlarla nötronların toplam sayısına)
"kütle numarası" denir.
A = Z + N
A: Kütle numarası
Z: Proton veya elektronların sayısı
N: Nötronların sayısı
Örneğin, silisyum elementinin 3 tane doğal izotopu vardır.

Doğadaki elementlerin çoğu, izotoplar karışımı halinde bulunurlar.Bir elementin
izotopları yukarıdaki örnekten de anlaşılacağı gibisembolü ile gösterilir. Burada
X herhangi bir elementi temsil eder. A ve Z ise, o elementin sırasıyla "kütle numarası"
ve "proton sayısını" temsil ederler.
4. Atom Ağırlığı
Atom veya moleküllerin gerçek kütleleri (mutlak tartı) o kadar küçüktür ki, bunları
terazi ile tesbit edip gram birimi ile ifade etmek söz konusu olamaz.
Dalton ve Berzelius* kimyasal reaksiyonlarda mutlak tartıların önemli olmadığını
belirterek, mutlak kütlelere karşılık bağıl kütlelerin yararını savundular.
Atom kütle birimi olarak Dalton hidrojen atomunu aldı ve hidrojenin kütlesini
"1" kabul etti. Berzelius ise oksijen atomununun kütlesini "100" olarak kabul
etti. Fakat bu değerler genel kabul görmedi. Kimyacılar daha sonra oksijenin kütlesini
"16" kabul ederek, diğer elementlerin bağıl değerlerini 1961 yılına dek, oksijen
16'ya dayanarak hesap etmişlerdir. 1961 yılında tüm elementlerin atom kütleleri
karbon-12 atomuna protonuna göre yeniden belirlenmiştir.
Bir atomik kütle birimi (akb) tek bir karbon-12 atomundaki protonunun gerçek kütlesinin
1/12'sidir.
Atom ağırlığı ile atom kütlesi arasındaki ilişki nedir?
Doğada bulunan elementlerin çoğunun isotoplar karışımı halinde bulunduğu
daha önceden belirtmiştik. Bundan dolayı herhangi bir elementin atomik kütlesi,
her elementin doğal olarak bulunan izotoplarının herbirine ilişkin atom kütlesine
ve bu izotopların doğadaki bulunma yüzdelerine bağlıdır.
Bir elementin doğal izotoplarının kütlelerinin yüzdeleri oranında ortalamasına "atom
ağırlığı" denir.
Dolayısıyla eğer bir element tek bir izotoptan oluşuyor ise, bu elementin "atom
ağırlığı" ile "atom kütlesi" aynı olacaktır. Örneğin, Fosfor elementinin
doğada sadece bir izotopu vardır. Bu durumda fosfor elementinin hem atom
ağırlığı hem de atom kütlesi aynıdır.
Eğer element doğada birden fazla izotoptan oluşmuş ise, bu elementin atom ağırlığı
bu elemente ilişkin izotopların atom kütlelerinden farklı olacaktır. Örneğin,
klor elementi doğal olarak iki izotopa sahiptir.
Bu durumda klorun atom ağırlığı şöyle hesaplanır.
Klorun atom ağırlığı = (35) (0.7553) + (37) (0.2447)
                                   = 35.489 akb' dir.
 5. Elektronların Düzenlenmesi
Atomların çekirdek yükleri veya proton sayıları birbirlerinden farklı olduğuna
göre, her element atomunun ayrı bir atom numarası olacaktır. Bilinen elementlerin
sayısı 109 olduğuna göre de her çeşit atom 1-109 arası bir atom numarasına
sahip olur ve her çeşit atomda, atom numaralarına eşit sayıda elektron çekirdek etrafında
toplanır. Bu elektronlar çekirdek etrafında rastgele aralıklarda yer almazlar.
Gruplar halinde belirli enerji seviyelerinde bulunurlar. Çekirdeğe en yakın
elektronlar en düşük enerji, çekirdekten en uzakta olan elektronlar ise, en
yüksek enerji durumunda olurlar. Örneğin, Şekil 2.1'de K tabakasında bulunan
elektronlar en düşük; O tabakasında bulunan elektron ise en yüksek enerji seviyesinde
bulunurlar.
Her bir enerji seviyesi bir kabuk teşkil eder. Bu kabuklar n = 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 olarak
sayılarla veya K, L, M, N, O, P, Q olarak harflerle gösterilirler. Bu kabuklar aynı zamanda
enerji seviyelerini de gösterirler. K kabuğu dışındaki tüm diğer kabuklara
ilişkin enerji seviyeleri, Şekil 2.2'de gösterildiği gibi alt enerji seviyelerine ayrılırlar.
Her kabuktaki en alt enerji seviyesi "s" onun üstündeki "p", daha üstündeki
"d" ve daha üstündeki de "f" ile gösterilir.

Her alt enerji seviyesinde belirli bir maksimum sayıda elektron barınır. Bu şekilde
her kabuğun "s" alt seviyesinde 2, "p" alt seviyesinde 6, "d" de 10 ve "f" alt seviyesinde
14 maksimum elektron bulunur. Her alt seviyedeki bu elektronlar, maksimum ikişerli,
"orbital" denilen yerlerde bulunurlar ve orbitallerde en fazla ikişer elektron bulunabilirler.
Elektronlar enerji seviyelerini doldururken önce en düşük enerji seviyesini (K tabakası)
doldurur, artan elektronlar diğer enerji seviyelerini maksimum dolduracak
şekilde yerleşirler. Örneğin, kalsiyum atomu 20 elektron içerir. Bu elektronlar aşağıdaki şekilde enerji seviyelerini doldurur.

Bir atomda çekirdekten en uzakta bulunan elektronlar o elementin kimyasal davranışlarını
belirler ve bu elektronlar "valans elektronları" veya "değerlik elektronları" olarak
anılırlar. Aynı sayıda valans elektronuna sahip atomlar özellikleri açısından benzerlikler
gösterirler.
Örneğin, aynı sayıda valans elektronuna sahip azot (N), fosfor (P), arsenik
(As) gibi elementler birbirine benzeyen özellikler gösterirler.



6. Periyodik Cetvel
Elementlerin artan atom numaralarına ve benzer özelliklerine göre dizildiklerinde meydana
gelen cetvele "periyodik cetvel" denir.
Elementlerin sıralanması üzerine en önemli ilk adımları birbirlerinden bağımsız
olarak, 1869 yılında Rusya'da Dimitri Mendeleyef* ve 1870 yılında Almanya'da
Lother Meyer atmışlardır. L. Meyer elementleri atom hacimlerine (fiziksel özelliklerine)
göre sıralamış, Mendeleyef ise elementlerin kimyasal özelliklerini dikkate
alan bir sıralama yapmıştır. Mendeleyef elementlerin değerliklerinin ve diğer
özelliklerinin değişmesine karşılık, belirli sayıda elementten sonra bazı kimyasal
özelliklerinin tekrarlandığını (yani bu özelliklerin sürekli periyodik olduğunu)
kavramıştır. Bunun üzerine Mendeleyef o zaman bilinen 63 elementli atom ağırlıklarına
göre yatay ve dikey kolonlara yerleştirmiş ve yatay kolonlar "periyod",
dikey kolonlar ise "grup" olarak adlandırmıştır. Mendeleyefin bu çalışmasında o
zaman henüz bilinmeyen asal gazlar ile hidrojen ve birçok başka 50'ye yakın
element yer alamamıştır. Atom ağırlığı bir olan hidrojenin özellikleri de o zaman
bilinen elementlerinkine benzemediği için Mendeleyef hidrojeni ayrı bırakarak
ondan sonra gelen elementleri Li, Be, B, C, N, O ve F'u bir satır (periyod) üzerinde
atom ağırlıklarının artışına göre sıralamıştır.
Günümüzde hala elementlerin Mendeleyef'in yaptığı şekilde atom ağırlıklarına
göre düzenlenmesi sürdürülseydi, bazı elementler yanlış yerde olacaktı. Örneğin, potasyum (K), (atom ağırlığı 39.098 akb ve atom numarası 19), argon elementinden
( atom ağırlığı 39.948 akb ve atom numarası 18) önce gelecekti. Bu yüzyılın
başlarında Henry g. J. Moseley* (1887-1915) o zamana kadar bilinen tüm elementlerin
atom numaralarını tespit ederek, elementlerin periyodik cetvelde artan
atom numaralarına göre sıralanmasını sağlamıştır. Şimdi kullanılmakta olan
periyodik cetvel 18 düşey kolon üzerine düzenlenmiştir. Bu sistemde periyodik
cetvel 7 periyod ve iki kısımdan meydana gelen 16 gruba ayrılmıştır.(Bakınız
Tablo 2.3). Periyodik cetvele ilişkin şu genellemeler yapılabilir:
• Periyodik cetveldeki 16 grubun 8'i baş (I A - VIII A) ve 8'i yan (IB - VIII B)
gruptur. Ayrıca VIIIB yan grubu 3 düşey kolon yer işgal eder. (Bkz. Tablo 2.3).
• Her periyod, en dış kılıfta 8 elektron taşıyan bir "asal gazla" biter. Sadece
He iki elektronludur.
Aynı periyoddaki bütün elementler aynı sayıda kabuğa sahiptir.
Birinci periyodda sadece hidrojen ve helyum elementleri bulunur.
• Periyodik cetvelde bir periyodda soldan sağa doğru gidildikçe atom büyüklüğü
azalır.
• Periyodik cetveli iyice incelediğimiz zaman atomların yarıçaplarının bir
grup boyunca yukarıdan aşağıya doğru gidildikçe arttığı görülür. Bunun
nedeni, ana enerji seviyelerindeki (K -> L -> M ­-> ... vs.) değişimdir.

• Hidrojen hariç Grup IA deki elementlere "alkali metaller" denir. Bu elementlerin
dış enerji seviyelerindeki s orbitallerinde bir elektron bulunur.
Bu elementlerin en dış elektron düzenlenmesi s1 şeklindedir. Örneğin, hidrojen
1s1 , lityum 1s2 2s1 ve sodyum 1s2 2s2 2p6 3s1 elektronik düzenlemeleri
gösterirler.
• GrupIIA elementlerine "toprak alkali metalleri" denir. Bu elementlerin dış
enerji seviyelerindeki s orbitalinde iki elektron bulunur. Örneğin, berilyum
1s2 2s2 , magnezyum 1s2 2s2 2p6 3s2 ve kalsiyum 1s2 2s2 2p6 3s2 3p6
4s2 elektronik düzenlemeleri gösterirler.
• Grup VIIA elementlerine "halojenler" denir. Bunların en dış elektron düzenlemeleri
s2 p5 şeklindedir. Örneğin, flor 1s2 2s2 2p5 , klor 1s2 2s2 2p6
3s2 3p5 ve brom 1s2 2s2 2p6 3s2 3p6 3d10 4s2 4p5 elektronik düzenlemeleri
gösterirler.
• Grup VIIIA elementlerine ise " asal gazlar" denir. En dış elektron düzenlenmeleri
s2 p6 şeklindedir. Örneğin, neon 1s2 2s2 2p6 , argon 1s2 2s2 p6 3s2
3p6 ve kripton 1s2 2s2 2p6 3s2 3p6 3d10 4s2 4p6 düzenlemeleri gösterirler.
• Periyodik cetvelin sağ tarafındaki zig zag çizginin sağında kalan elementlere
"ametal", solunda kalanlara da "metal" adı verilir.
• Grup II A ile Grup III A arasında kalan elementlere ise "geçiş elementleri"
denir. Bunların hepsi metaldir, bu nedenle "geçiş metalleri" olarak da bilinirler.

Özet
Tüm maddeler atom denen parçacıklardan meydana gelir. Kimyasal olarak farklı
bugün için bilinen 109 element vardır.
• Atomu üç temel parçacık oluşturur; proton, elektron ve nötron.
Proton atomun (+) yüklü parçacığıdır.
Elektron atomun (-) yüklü parçacağıdır.
Nötron atomun yüksüz parçacığıdır.
Proton ve nötronların toplamına "kütle numarası" denir.
Farklı kütle numarasına sahip aynı elementin atomlarına "izotop" denir.
Elektronlar çekirdek etrafında belli yörüngelerde bulunurlar. Her enerji seviyesi
belli sayıda elektron tutabilir.
Ana enerji seviyeleri kendi alt enerji seviyelerine ayrılırlar. Bunlara "orbital"
adı verilir.
• Periyodik cetvel elementlerin artan atom numaralarına ve benzer özelliklerine
göre sistematik olarak düzenlenmesidir.
• Periyodik cetvelde yatay kolonlara "periyod", düşey kolonlara ise "grup" denir.
• Bir grup içindeki elementlerin en dış elektron düzenlemelerinin aynı olmasından
dolayı, benzer özellikler gösterirler.
• Atomların büyüklüğü (yarıçapları) bir periyod boyunca soldan sağa gidildikçe
azalır. Bir grup boyunca yukarıdan aşağıya gidildikçe artar.
Değerlendirme Soruları
1. Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A. Bir nötronun kütlesi bir elektronun kütlesine yaklaşık olarak eşittir.
B. Elektron, e- sembolü ile gösterilen eksi (-) yüklü bir parçacıktır.
C. Proton, p veya H+ sembolü ile gösterilen artı (+) yüklü bir parçacıktır.
D. Nötron ve protonun kütleleri yaklaşık olarak birbirine eşittir.
E. Nötron, n sembolü ile gösterilen nötür bir parçacıktır.
2. Atom numarası 9 olan flor elementinin elektron dizilişi aşağıdakilerden hangisidir?
A. 1s2 2s2 2p4 3s1
B. 1s2 2s2 2p5
C. 1s2 2s2 2p3 3s2
D. 1s2 2s2 2p2 3s2 3p1
E. 1s2 2s2 2p3 3s1 3p1
3. Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A. Bir atom ile kütle birimi (akb), tek bir karbon-12 izotopunun gerçek
kütlesinin 1/12'si dir.
B. Bir elementin atom ağırlığı doğal izotoplarının ortalama kütlesidir.
C. Bir akb, tek bir oksijen-16 izotopunun gerçek kütlesinin 1/16'sı dır.
D. Bir element tek bir izotop sahip ise, bu elementin atom ağırlığı ile atom
kütlesi aynı olur.
E. Bir akb, tek bir azot-14 izotopunun gerçek kütlesinin 1/14'dür.
4. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A. Hidrojen hariç 1. Grup elementlere "alkali metaller" denir.
B. IIA ile IIIA grupları arasında kalan elementlere "geçiş elementleri" denir.
C. 7A Grubundaki elementler halojenlerdir.
D. 8A Grubundaki elementleri halojenler oluşturur.
E. 8A Grubundaki elementler asal gazlardır.
5. Elektronların en dış enerji seviyede s2p3 şeklinde düzenlendiği grup hangisi
olacaktır?
A. Grup IIA
B. Grup IIIA
C. Grup VIIA
D. Grup VIIIA
E. Grup VA
6. Doğada iki izotopu bulunan ve doğadaki bulunma oranları ile atom kütleleri
verilen bir elementin atom ağırlığı ne olur?
A izotopu : Doğal bulunma oranı %50.7 atom kütlesi 79 akb
B izotopu : Doğal bulunma oranı %49.3 atom kütlesi 81 akb
A. 79.9
B. 79
C. 81
D. 50.7
E. 49.3
7. Aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A. Periyodik cetvelde elementler, artan atom ağırlıklarına göre dizilmiştir.
B. Periyodik cetvelde elementler, artan atom numaralarına göre dizilmişlerdir.
C. Periyodik cetvelde elementler, artan nötron sayılarına göre dizilmişlerdir.
D. Periyodik cetvelde elementler, fiziksel özelliklerine göre dizilmişlerdir.
E. Periyodik cetvelde elementler, izotoplarına göre dizilmişlerdir.
8. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A. Elektronlar çekirdek etrafında rastgele uzaklıklarda yer almazlar.
B. Bir atomda çekirdekten en uzakta bulunan elektronlar, o elementin kimyasal
davranışlarını belirlerler.
C. Bir atomda çekirdeğe en yakın bulunan elektronlar, o elementin kimyasal
davranışlarını belirlerler.
D. Bir elementin kimyasal özelliği çekirdeğe en uzak elektronların düzenlenmelerine
ve sayılarına bağlıdır.
E. Aynı sayıda valans elektronuna sahip atomlar kimyasal olarak benzerlikler
gösterirler.
9. Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A. Klor elementinin tüm atomlarında her zaman eşit sayıda proton bulunur.
B. Klor elementinin tüm atomlarında her zaman eşit sayıda elektron bulunur.
C. Klor elementinin tüm atomlarında her zaman eşit sayıda nötron bulunur.
D. Klor elementinin atom ağırlığı tam sayı ile ifade edilemez.
E. Klor elementinin iki tane doğal izotopu vardır.
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
B.G. SEGAL, "Chemistry, Experiment and Theory", 2. Ed., John and Wilay, 1989.
Prof. Dr. Ali Rıza Berkem, "Kimya Tarihine Toplu Bir Bakış", Türkiye Kimya Derneği
Yayınları: 12, 1996.
Prof. Dr. Lâle Zor, "Temel Kimya", Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
Yayınları: 329, 1996.
Değerlendirme Sorularının Yanıtları
1. A 2. B 3. C 4. D 5. E 6. A 7. B 8. C 9. C
 

Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol